ÇALIŞMA ALANLARIMIZ
- Ana Sayfa>
- Çalışma Alanları >
- Arabuluculuk
Arabuluculuk
ZORUNLU VE İHTİYARİ ARABULULCULUK
Arabuluculuk; bir özel hukuk uyuşmazlığının tarafı olan kişilerin, özgür iradeleriyle seçtikleri tarafsız ve
uzman bir üçüncü kişinin (arabulucu) hakemliğinde, dava açılmadan önce veya dava açıldıktan sonra
başvurdukları bir uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Arabuluculuk, uyuşmazlığın mahkeme dışı, hızlı ve
kesin bir şekilde çözülmesini amaçlayan bir usul hukuku kurumudur.
ARABULUCULUK İLKELERİ
-
SERBESTLİK – Taraflar, arabulucuya başvurmak, süreci devam ettirmek, sonuçlandırmak veya bu süreçtenvazgeçmek konusunda serbesttirler.
-
EŞİTLİK – Taraflar, gerek arabulucuya başvururken gerekse tüm süreç boyunca eşit haklara sahiptirler.
-
GİZLİLİK – Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça arabulucu, arabuluculuk faaliyeti
çerçevesinde kendisine sunulan veya diğer bir şekilde elde ettiği bilgi ve belgeler ile diğer kayıtları gizli
tutmakla yükümlüdür. Aksi kararlaştırılmadıkça taraflar ve görüşmelere katılan diğer kişiler de bu konudaki
gizliliğe uymak zorundadırlar.
BEYAN VE BELGELERİN DAVADA KULLANILMA YASAĞI – Taraflar, arabulucu veya arabuluculuğa
katılanlar da dâhil üçüncü bir kişi, uyuşmazlıkla ilgili olarak hukuk davası açıldığında yahut tahkim yoluna
başvurulduğunda, beyan veya belgeleri delil olarak ileri süremez ve bunlar hakkında tanıklık yapamaz.
ARABULUCULARIMIZ
Sicile kayıtlı olan arabulucularımız arabulucu unvanını ve bu unvanın sağladığı yetkileri kullanma hakkına
sahiptirler. Büromuz kadrosu Adalet Bakanlığı nezdinde tutulan Arabuluculuk siciline kayıtlı arabuluculardır.
SÜREÇ
Taraflar dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında arabulucuya başvurma konusunda anlaşabilirler.
Mahkeme de tarafları arabulucuya başvurmak konusunda aydınlatıp, teşvik edebilir. Aksi kararlaştırılmadıkça
taraflardan birinin arabulucuya başvuru teklifine otuz gün içinde olumlu cevap verilmez ise bu teklif reddedilmiş
sayılır.
Başkaca bir usul kararlaştırılmadıkça arabulucu veya arabulucular taraflarca seçilir.
Arabulucu, seçildikten sonra tarafları en kısa sürede ilk toplantıya
davet eder. Taraflar, emredici hukuk kurallarına aykırı olmamak kaydıyla arabuluculuk usulünü serbestçe
kararlaştırabilirler. Taraflarca kararlaştırılmamışsa arabulucu; uyuşmazlığın niteliğini, tarafların isteklerini ve
uyuşmazlığın hızlı bir şekilde çözümlenmesi için gereken usul ve esasları göz önüne alarak arabuluculuk
faaliyetini yürütür. Dava açıldıktan sonra tarafların birlikte arabulucuya başvuracaklarını beyan etmeleri hâlinde
yargılama, mahkemece üç ayı geçmemek üzere ertelenir. Bu süre, tarafların birlikte başvurusu üzerine üç aya
kadar uzatılabilir.
Arabuluculuk müzakerelerine taraflar bizzat, kanuni temsilcileri veya avukatları aracılığıyla katılabilirler.
Uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlayabilecek uzman kişiler de müzakerelerde hazır bulundurulabilir.
ARABULUCULUK SÜRECİNİN ZAMANAŞIMINA ETKİSİ
Arabuluculuk süreci, dava açılmadan önce arabulucuya başvuru hâlinde, tarafların ilk toplantıya davet edilmeleri
ve taraflarla arabulucu arasında sürecin devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varılıp bu durumun bir tutanakla
belgelendirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Dava açılmasından sonra arabulucuya başvuru hâlinde ise bu
süreç, mahkemenin tarafları arabuluculuğa davetinin taraflarca kabul edilmesi veya tarafların arabulucuya
başvurma konusunda anlaşmaya vardıklarını duruşma dışında mahkemeye yazılı olarak beyan ettikleri ya da
duruşmada bu beyanlarının tutanağa geçirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar.
Arabuluculuk sürecinin başlamasından sona ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü
sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
ARABULUCULUKTA ANLAŞMA SAĞLANMASI HALİNDE SÜREÇ
Arabuluculuk faaliyeti sonunda varılan anlaşmanın kapsamı taraflarca belirlenir; anlaşma belgesi düzenlenmesi
hâlinde bu belge taraflar ve arabulucu tarafından imzalanır.
Taraflar arabuluculuk faaliyeti sonunda bir anlaşmaya varırlarsa, bu anlaşma
belgesinin icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesini talep edebilirler. Dava açılmadan önce arabuluculuğa
başvurulmuşsa, anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin şerh verilmesi, arabulucunun görev yaptığı yer Sulh Hukuk
Mahkemesinden talep edilebilir.
Davanın görülmesi sırasında arabuluculuğa başvurulması durumunda ise anlaşmanın icra edilebilirliğine ilişkin
şerh verilmesi, davanın görüldüğü mahkemeden talep edilebilir. Bu şerhi içeren anlaşma, ilam (YANİ MAHKEME
KARARI) niteliğinde belge sayılır. İcra edilebilirlik şerhinin verilmesi dosya üzerinden yapılır. Ancak
arabuluculuğa elverişli olan aile hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda inceleme duruşmalı olarak yapılır. Bu
incelemenin kapsamı anlaşmanın içeriğinin arabuluculuğa ve cebri icraya elverişli olup olmadığı hususlarıyla
sınırlıdır.
Taraflar anlaşma belgesini icra edilebilirlik şerhi verdirmeden başka bir resmî işlemde kullanmak isterlerse,
damga vergisi de maktu olarak alınır.
Taraflar ve avukatları ile arabulucunun birlikte imzaladıkları anlaşma belgesi, icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın
ilam niteliğinde belge sayılır. Yani taraflar için bu anlaşma belgesi bir mahkeme kararı özelliği taşır. Buna bağlı
olarak da arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında
taraflarca dava açılamaz
HANGİ UYUŞMAZLIK VE DAVALAR İÇİN ARABULUCULUĞA BAŞVURULABİLİR?
İş davalarında zorunlu arabuluculuk uygulaması dışında herhangi bir özel hukuk uyuşmazlığının tarafları da
zorunlu olmadığı halde arabulucuya başvurabilir. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri tüm özel
hukuk uyuşmazlıkları, işleri ve davaları ihtiyari arabuluculuk uygulaması ile çözüme kavuşturulabilir
(Arabuluculuk Kanunu md.1/2).
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıklar, genel olarak kamu düzenini ilgilendirmeyen,
taraflar dışındaki kişilerin, özellikle kamu kurumlarının haklarına zarar vermeyen uyuşmazlıklardır. Örneğin, iş
hukukunda kıdem tazminatı arabuluculuk konusu olabilirken, hizmet tespiti davasının konusu olan
uyuşmazlıklar arabuluculuk yoluyla çözülemez. Çünkü, hizmet tespiti davası kişinin üzerinde tasarruf
edemeyeceği sosyal güvenlik haklarının yanı sıra kamu idaresinin bazı haklarını (prim alma vs.) da etkileyecek
niteliktedir.
Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri ve ihtiyari arabuluculuğa elverişli bazı dava ve işler
şunlardır:
Kural olarak ticaret hukuku ve sigorta hukukuna ilişkin her türlü iş ve dava,
Maddi ve manevi tazminat davası,Kira alçaklarıyla ve uyuşmazlıklarıyla alakalı davalar
Mirasta mal paylaşımı, miras hukukundan kaynaklanan saklı pay nedeniyle tenkis davası, muris muvazaası gibi
hukuki uyuşmazlıklara dair davalar,
Boşanmada mal paylaşımı, boşanma davası kesinleşmişse boşanmada maddi ve manevi tazminat talepleri, katkı
veya katılma alacağına dair talep ve davalar,
İş hukukundan kaynaklanan, kıdem tazminatı , ihbar tazminatı, fazla mesai ücreti alacakları; iş kazası nedeniyle
maluliyet veya ölümden kaynaklanan tazminat, destekten yoksun kalma tazminatı vb. gibi her türlü tazminat
talepleri,
Gayrimenkul hukukundan kaynaklanan; vekalet görevinin (vekillik yetkisinin) kötüye kullanılması, muris
muvazaası nedeniyle açılan davalar, usulsüz tasarruf vb. gibi nedenlerle nedenlerle açılan tapu iptal ve tescil
davası, gayrimenkule yapılan müdahalenin men-i (tecavüzün önlenmesi) davası, işgal tazminatı (ecrimisil)
davası, önalım (Şufa) davası , ortaklığın giderilmesi/izale-i şüyu davaları, kat karşılığı inşaat
sözleşmesi ve gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile ilgili uyuşmazlıklar.
DAHA FAZLA BİLGİ İÇİN LÜTFEN 02125094942 ANADOLU HUKUK VE ARABULUCUK BÜROSUNDAN BİLGİ ALINIZ